No Products in the Cart
Homeros’tan Nâzım’a Şiir ve Felsefe
İnsanı saran ve sarsan o gücü, sözün büyüsünü kuşanan ilk ozan ne Homeros’tu ne de son ozan Nâzım…
Ancak bu coğrafyada ve dünyada ‘dilde destan’ olan iki büyük ozandı onlar, yurttaşlarımız bizim…
Homeros, tanrıların demirden yüreğine, insanın toprak yüreğiyle seslenen Hektor’un acısını bugüne, yarınlara taşırken; Nâzım, ballı incirleri hep beraber yiyebilmek uğruna, yapraksız bir incir ağacının dalında sallanan şeyhinin, Bedreddin’in özlemini ulaştırdı bize, ulaştıracak bizden sonrakilere…
Kenan Sarıalioğlu’nun bu eseri, Antik Yunandan Modern Türk Edebiyatına şiir ve felsefe ilişkisini ele alıyor. Felsefenin şiiri konu edinişini, ontolojik (Aristoteles), idealist felsefe (Hegel), sanat ontolojisi (Hartmann), fenomenolojik (Bachelard), varoluşçuluk (Sartre) ve nihilist felsefe açısından (Cioran) inceliyor.
Platon’dan Mao’ya Siyaset Felsefesi
Bu kitap, sizi, siyaset felsefesinin geniş alanı üzerinde büyük bir gezintiye çağırıyor. Bu yolculuğa, her bölümün öncesine konmuş zaman çizelgeleri, her kuramı kendi teknik ve toplumsal bağlamı içerisine yerleştiren haritalarımız kılavuzluk edecek.
Yol boyunca, bir uygarlık tarihi oluşturduğu iddia edilebilecek kapsamlı bir güzergâh takip edeceğiz. Uzak Doğu’dan Çin İmparatorluğu ile başlayıp ardından Antik Yunanın şehir devletlerini inceleyeceğiz. Tiren Denizi’ni aşıp Machiavelli’nin İtalyası’na geçecek, dümeni kuzeye kırarak iç savaşla paramparça olmuş Hobbes’un Leviathan’ının ve Locke’un yurttaş haklarının İngilteresi’ne gideceğiz. En sonunda da Fransa, Almanya ve Rusya üzerinden geçip 20. yüzyılda Başkan Mao’nun küçük Kırmızı Kitap’ıyla yolculuğu tamamlayacağız. Ancak bu sırada rastgele fotoğraflar çeken sıradan siyaset gezginleri olmayacağız. Bulduğumuz şeyi eksiksizce keşfetmeyi ve yakından incelemeyi amaçlayacağız. Metinlerin ana özelliklerini tanımakla yetinmeyecek, ne amaçla ve nasıl oluşturulduklarını anlamak için büyütecimizi çıkarıp bunları ayrıntılı biçimde inceleyeceğiz.
Bu öykü, ne evrimsel ne teknolojik ne de ekonomik ilerlemenin öyküsüdür; yalnızca siyasal toplumun öyküsüdür. Bin yıllardır ortalarda olan ama değişik kılıklarla karşımıza çıkan güçlü düşüncenin öyküsüdür. Yalnızca bir avuç yazarın sözleriyle, siyaset felsefesi dilinde anlatılmış bir öyküdür.
Bu değerli çalışmayı, Hamdi Bravo’nun çevirisi ve Martin Cohen’in Türkçe basıma özel Sonsöz’üyle sunuyoruz.
Kopernik’ten Eınsteın’a Uzay, Zaman ve Hareket
Bu kitap, uzay, zaman ve hareketin büyük problemlerine küçük bir giriş yapma iddiasındadır. İnsanlar, büyük bir ilgi ve hatta fanatizmle, hatırlanamayacak kadar uzun zamandan beri uzay ve zaman hakkında kafa yoruyorlar.
Güneş’in mi Dünya etrafında döndüğünü, yoksa tam tersinin mi doğru olduğunu niçin bilme ihtiyacındayız?
Bize ne?
Bu soruları dile getirir getirmez, aptallıklarının farkına varırız. Cevap basit: Evrende kör gibi ilerlemek istemiyoruz. ‘Sadece var olmak’tan daha fazlasını istiyoruz. Evrendeki yerimizle ilgili hissi deneyimlemek için bu kozmik bakış açılarına ihtiyaç duyuyoruz.
Ünlü bilim felsefecisi Hans Reichenbach’ın bu değerli çalışması, Batlamyus’tan Kopernik’e ve Galileo’ya; Newton’dan Einstein’a uzay, zaman ve hareketin tarihini açık bir üslupla ele alıyor.